Haberler
- 4 yıl önce
Samsun Üniversitesi 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü programı kapsamında Rektör Prof. Dr. Mahmut Aydın’ın moderatörlüğünde ve Yargıtay Üyesi Harun Kodalak’ın konuşmacı olarak katılımlarıyla “15 Temmuz: Hukuka Darbe “Hak”lı Direniş” adlı konferansı gerçekleştirdi. Açılış konuşmasıyla başlayan programda Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, 15 Temmuz 2016 gecesi milletin her kesiminden insanların ölümü göze alarak hain darbe teşebbüsüne karşı duruşunun 4. yıl dönümü olduğunu ifade ederek sözlerine başladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin günümüzde Müslüman dünyanın imamesi olarak yükselme sürecinde olduğunu söyleyen Rektör Aydın, 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde aziz milletimizin desteğiyle Fethullahçı Terör Örgütü’ne ve onun üzerinden egemen güçlere destansı bir tokat vurulduğuna dikkat çekti. Bu yaşananların geçmişinin egemen güçlere karşı duruş perspektifinde daha eskilere dayandığını ifade eden Aydın, sürecin Sayın Cumhurbaşkanımızın 2009’da Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’nda düzenlenen “Gazze: Ortadoğu’da Barış Modeli” başlıklı paneldeki “one minute” çıkışı ile başladığının altını çizdi. Yaşanan bu olayın ardından egemen güçlere karşı duruşun 2014 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki “dünya beşten büyüktür” haykırışıyla dünya mazlumlarına kucak açtığını söyleyen Rektör Aydın, sürecin çok yakın zamanda yaşanan oldukça mühim bir hadiseyle ivme kazandığını ifade etti. Rektör Aydın, kilise iken Hıristiyan dünyanın, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethiyle birlikte cami yapıldıktan sonra da Müslüman dünyanın sembolü olan Ayasofya’nın 10 Temmuz 2020’de tekrar camiye dönüştürülmesiyle bu duruşun zirve noktaya ulaştığını belirtti. 15 Temmuz hain kalkışmasının gerçekleştiği dönemde Yargıtay Üyesi Harun Kodalak’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olduğunu ifade eden Rektör Aydın, o gece hainlere karşı ilk kurşunu atanlardan birinin de kendisi olduğunu ve herhangi bir talimat almadan ilk tutuklamaları yaptığını söyledi. O gece yaşananların iyi bilindiği takdirde bu ve benzeri oluşumların önüne geçilebileceğinin altını çizen Rektör Aydın, 15 Temmuz’u ve yaşanan süreci analiz etmek üzere sözü dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Üyesi Harun Kodalak’a bıraktı. Hem 15 Temmuz hem de tüm şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere acil şifalar dileyerek sözlerine başlayan Kodalak, 15 Temmuz’un bin yılda bir yaşanabilecek bir hadise olduğunu ifade ederek büyük bir ihanet girişimi olduğunu bu girişimin başrol oyuncularının bazılarının yurt dışında bazılarının da cezaevinde olduğunu söyledi. Bu yapının herkes tarafından bilindiğini belirten Kodalak, insanların manevi duygularını din kisvesi altında kullanarak emperyal devletlerin gizli servislerinin emellerini gerçekleştirmek istediklerini söyledi. FETÖ yapısının tarihte ve dünyada benzerlerinin olduğuna dikkat çeken Harun Kodalak, Hasan Sabbah, Pakistan’da Tahir ül Kadri ve 100 yıl önce Opus Dei tarikatının var olduğunu söyleyerek Opus Dei tarikatının FETÖ yapılanmasıyla benzer bir süreç yaşadığını aktardı. FETÖ’nün arkasında aslında büyük ve emperyal devletlerin olduğunu ifade eden Kodalak, bu yaşananların aslında onların akılları olduğunu söyledi. 15 Temmuz’dan önce 17/25 Aralık sürecinin gerçekleştiğini belirten Kodalak, bu sürecin ortaya çıkmasıyla birlikte öncelikle FETÖ’nün ellerinden polis gücünün alındığını ifade etti. 2010 yıllarının başında polisteki yapılanmalara darbe vurduklarını belirten Harun Kodalak, bu süreçten sonra Ekim ayında yapılan HSK seçimlerini kazandıklarını ve HSK’yı FETÖ’nün elinden aldıklarını söyledi. Bunların ardından ellerinde bir tek ordunun kaldığını ifade eden Kodalak, ellerindeki tek enstrüman olan orduyla bir teşebbüse girebileceklerini öngördüklerini aktardı. Bunları zaman zaman ilgili yerlere ilettiklerini söyleyen Kodalak, bir ülkede darbe yapmak isteyenlerin ellerinde silahlı ve yargı gücü olması gerektiğini ancak FETÖ’nün elinde bir tek ordu gücünün kalmış olduğunu belirtti. 2015 yılında KPSS sorularının çalınmasıyla ilgili bir operasyon yürüttüklerine de değinen Yargıtay Üyesi Harun Kodalak, çalınan soruların asker eşlerine verildiğini tespit ettiklerini ve konuyla ilgili hazırladıkları raporun 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cü bir subayın kasasından çıktığını ifade etti. Askeri yapılanmanın tespit edildiğini ve darbe yapmak için gerekli olan zincirin halkalarını öngördüklerini ancak darbeden haberlerinin olmamasına rağmen girişimin öne çekildiğini söyleyen Kodalak, o gece mesai sonrası arkadaşlarıyla bir pastanede sohbet ettiğini belirterek oğlunun telefon etmesi üzerine darbeyi öğrendiğini ve şoke olduğunu ifade etti. Konuyu öğrendiğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel kalem müdürünü arayarak kendisinin durumunu sorduğunu ifade eden Kodalak, daha sonra harekete geçerek darbeci hainlere karşı mücadeleye başladığını ve ilk tutuklamaları gerçekleştirdiğini söyledi. Son olarak FETÖ ve benzeri oluşumların ve benzer girişimlerin bir daha yaşanmamasını Allah’tan dilediğini belirten Yargıtay Üyesi Harun Kodalak, FETÖ ile mücadelenin durmadan ve aralıksız yürütülmesi gerektiğinin altını çizerek sözlerini tamamladı.