Prof. Dr. Çitil: “Eğitim belirli bir hakikat kurgusunu temel alan bir türdeşleştirme aracı olarak düşünülüyor.”
Samsun Üniversitesi Düşünce ve Sanat Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜSAM), Öteki Buluşmalar 2020 Güz Dönemi kapsamında Dr. Mehmet Arslan’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. A. Ayhan Çitil’i ağırladı. Online bir platform üzerinden gerçekleştirilen programda “Eğitim ve Despotizmin Aşılması” başlığı altında Çitil, eğitim sürecinde despotizmin nasıl aşılacağına dair değerlendirmelerini izleyenlerin dikkatine sundu.
Çitil konuşmasına eğitim sürecinin aslında bir “eğilip bükülme” süreci olduğunu ifade ederek başladı. Sonrasında, eğitimin Antik Yunan’da nasıl ele alındığına değindi. Bir şehir devletinin bireyleri olan insanların, belirli kurallar eşliğinde barış içerisinde birlikte yaşayabilmeleri, ortak bir gelecek inşa edebilmeleri gibi ideallerin ancak eğitim yolu ile kurgulanabileceğinin altını çizdi.
Çitil konuşmasını eğitimin işlevleri meselesini irdeleyerek devam ettirdi. Çitil, antik çağlardan günümüze dek neredeyse bütün devletlerin vatandaşlarını eğitim yoluyla türdeşleştirmeye, yani ortak bir ülkü etrafında bir araya getirmeye çalıştıklarını aktardı, bunun bir bakıma eylemlerin ve kaynakların belirli bir ideal uğrunda harcanması olarak da görülebileceğine dikkat çekti. Çitil bu bağlamda eğitimin bireyleri cebir değil de ikna yoluyla aynı hayali kurmaya sevk etmeye çalıştığını söyledi. Bunu yaparken de karşımıza çıkan en önemli kavramın “hakikat kurgusu” olduğunu ifade eden Çitil her eğitim modelinin belirli bir hakikat kurgusunu referans aldığını belirtti.
Çitil bu noktada karşımıza “despotizm” kavramının çıktığını söyledi. Konuşmasına “Zira andığımız hakikat kurgusunu kurgulayanlar bir şekilde kendi hakikatlerinin evrensel hakikatler olduğunu düşünürler ve bütün sistemi bu kurguya atıfla dizayn ederler” diyerek devam eden Çitil başka güç odaklarının başka başka hakikat kurgularını benimsemiş olabileceklerini ve burada ise çatışmaların çıktığını vurguladı.
Çitil sözlerini “Eğitim bu noktada bireylere özgürce seçim yapabilme, sorgulayabilme, deneyebilme yetileri kazandırır” diyerek sürdürdü ve konuşmasını, eğitim meselesinin özellikle içinde yaşadığımız toplumda daha hassas bir şekilde üzerinde durulması gereken bir mesele olduğunu söyleyerek bitirdi.