Üniversitesitemiz İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı, Uluslararası İşletmecilik ve Ticaret Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kemal Yılmaz, geçtiğimiz günlerde TRT Radyo’nun yayınına katılarak, pandemi sürecinin tüketim alışkanlıklarımıza etkileri hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi. Alışveriş merkezlerinin, mağazaların kapalı kaldığı ve insanların büyük ölçüde online alışverişe yöneldiği bu dönemde konu ile ilgili görüşlerini paylaştı.
Pandemi Sürecinde İhtiyaçlarımızı Nasıl Karşıladık?
Doç. Dr. Yılmaz, olağanüstü süreçlerden geçerken tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için farklı yolları denediğini ve bu yollardan birinin de online alışveriş olduğunu ifade etti. Bazı istatistikler de vererek alışveriş merkezlerinin toplumdaki konumuna değindi. Türkiye’deki ilk AVM’nin açıldığı 1988 yılından 2019 yılına kadar, 454 AVM’nin hizmete girdiğini belirterek bu mekanları sadece alışveriş yapılan yerler olarak görmenin doğru olmadığını ifade etti. Yabancı sermayenin ülkeye girmesinde ve insanlara istihdam alanı sağlanmasında, AVM’lerin önemli bir rol oynadığının altını çizdi.
İhtiyaçlar Hiyerarşisi ve AVM’ler
Psikolog Abraham Maslow’un “ihtiyaçlar hiyerarşisi” kuramına da atıfta bulunan Doç. Dr. Yılmaz, insanların yaşamlarını sürdürmek için temel ihtiyaçları olduğunu, pandemi sürecinde ise üst düzey ihtiyaçların ertenebildiğini ifade etti. Ancak alışveriş yapmanın sadece ihtiyaçların karşılanması anlamına gelmediğini ve insanların yeniden AVM’lere gitme eğilimi göstermesini şu sözleriyle açıkladı: “İnsan sosyal bir varlık. AVM’lerden çok da fazla uzak kalmıyor. Şunu gördük: tedbirlerin azalmaya başladığı dönemde, riskli olduğu bilinmesine rağmen, AVM’lere bireysel tedbirler alarak gitmeye başlayanlar var.” AVM’lerin kültürel kodların aktarılması ve insanların tercihlerinin şekillenmesinde önemli bir rolü olduğunu da vurguladı.
“Tüketim Katedralleri” Olarak AVM’ler
Doç. Dr. Yılmaz, Amerikalı ünlü sosyolog George Ritzer’ın AVM’lerle ilgili benzetmesine de atıfta bulundu. Kapitalizmin bir “tüketim dini” yarattığını ve AVM’lerin de “tüketim katedralleri” haline geldiğini ifade etti. Tüketim toplumunda, insanların alışveriş olgusuna yükledikleri anlamın değiştiğinin ve adeta bir ibadeti yerine getirir gibi AVM’lere gittiklerinin altını çizdi. AVM’lerin küresel sistemde “kültürel kodların aktarıldığı” mekanlara dönüştüğünü vurguladı.
“Tüketimin Kendilerine Kattığı Değerlerle” Var Olmaya Çalışan İnsanlar
Doç. Dr. Yılmaz, geçtiğimiz Ramazan ayı bağlamında din ve tüketim ilişkisi ile ilgili yöneltilen soruya da cevap verdi. Postmodern dünyada dinin insana yüklediği değerler yerine, tüketimin yüklediği değerlerle, kendisini var etmeye çalışan bir insan profili oluştuğundan bahsetti: “Yapılan araştırmalar gösteriyor ki insanlar sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak için AVM’lere gitmiyorlar. Aynı zamanda kendilerini gerçekleştirme, toplumda bir kimlik kazanma, kendilerine bir aidiyet duygusu kazandırma ve etrafındakilere bir imaj verme düşüncesiyle de burayı tercih ediyorlar.”
AVM’lerin Camilerden Önce Açılması, Ekonominin Bu Süreci Taşıyamamasından Dolayı mı?
Doç. Dr. Yılmaz, AVM tartışmalarıyla ilgili sorulan soruyu ise şu şekilde yanıtladı:
“AVM’lerle ilgili tartışmalarda onun istihdama olan etkisi, ekonomiye olan etkisi tartışılmaz. Ancak insanlar sahip olmadıkları gelirleri tüketmeye başlayınca, ekonomiye olan pozitif etki, uzun vadede negatif etki olarak geri dönüyor. Sahip olmadığımız geliri kredi kartlarıyla harcama imkânı orta vadede tüketiciyi bir borç batağına sürüklüyor. Bu kez de başka sorunlar ortaya çıkıyor.”
Tüketim Alışkanlıklarımız Açısından Önemli Değişiklikler Olacak mı?
Doç. Dr. Yılmaz, söyleşinin sonunda bu sürecin devamında tüketim alışkanlıklarında ne gibi değişiklikler olacağı konusunda şu değerlendirmelerde bulundu: “Sağlıkla ilgili düzenlemeler ve bireysel tedbirlere bağlı olarak yeni normal denen bu süreçte; yine insanların alışveriş yapacağını, mağazalara gideceğini, orada kısmi de olsa bir sosyalleşme ortamının sağlanacağını düşünüyorum. Çünkü bir toplumu sürekli kapalı ortamlarda yaşamaya mahkûm edemeyiz. İnsanlar sosyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını başka insanlarla, farklı ortamlarda iletişim kurarak gerçekleştirecekler.”
Doç. Dr. Yılmaz, insanların doğal olarak alışveriş yapmayı sürdüreceğinin; ancak AVM kültürünün topluma ve insana nasıl etkileri olduğunu da düşünmek gerektiğinin altını çizerek sözlerini sonlandırdı.